6. Sayı Tam- Olarak

Jenerik ve Sayının Hakemleri

İçindekiler

Sahibul -Hâldaki Kapalılık ve Tefsirin Çeşitlenmesindeki Etkisi

Dr. Öğr. Üyesi. Ahmed Mahmoud Zakaria TAWFIK ……………311 - 346

Özet: 

Bu makalede, tefsirin çeşitlendiği yollardan biri açıklanmaya çalışılmıştır. İçerisinde; hâliyet üzerine mansub olan lafız, cümle ve şibhi cümlenin bulunduğu bazı âyetlerin te'vilinde sahibu'l-hâldeki kapalılıktan dolayı farklı anlamların olduğunun farkına varılmıştır. Nahivciler sahibul hâlin ne olacağı üzerine ittifak etmemişler. Ardından müfessirler de kendi aralarında bu konuda ihtilaf etmişlerdir. Dolayısıyla birbirinden farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bundan hareketle araştırma iki ana konuya dayandırılmıştır: Birincisi, teorik metodsal yaklaşımdır. Bu yaklaşım, sahibul halin şartlarını, hükümlerini, amilin kim olduğu, hal ile beraber gelme şekillerini anlatmanın yanı sıra hâl tanımı ve çeşitlerini, şartlarını, hükümlerini ve amilin kim olduğunu içermekedir. İkinci konu ise, uygulamaya dairdir. Bu konu, halin bulunduğu cümlelerde sahibul halin kim olduğu ve bu konudaki ihtilafları ve tefsir farklılıkları hususunda nahivcilerin ihtilaf ettiği ayetleri kapsamaktadır .

Anahtar Kelimeler:

 Nahiv, Dilsel Tefsir, Tefsir Çeşitliliği, Hâl, Sahibul hâl.

Sosyodilbilimci Olarak CÂHIZ Dilin Toplumla İlişki Üzerine Bir Okuma

Dr. Öğr. Üyesi. Laachiri Mohammed Nafie ………………  347 - 380

Özet:

Bu araştırma, Câhiz’in özellikle gündeme getirdiği ve kendisinin yaşadığı dönemde geçen bazı sosyolojik meseleleri incelemeyi hedeflemektedir. Câhiz modern sosyolinguistikin ele aldığı,  dillerin farklılığı, dil seviyelerinin farklı sosyal sınıflar, ırk, cinsiyet, yaş ve kullanım alanlarına göre çeşitlenmesi, lehçelerin (diyalekt) özellikleri, Diglossia olgusu, iki dillilik ve kent (urban) sosyolojisi gibi dil meselelerinin bir çoğuna dikkat çekmiştir.

Anahtar Kelimeler:

el-Câhiz, Sosyolinguistik, Dil, Toplum, Lehçe, Sosyal Konum, Dilsel Karışım

Ultras Grubu Şarkılarındaki Protesto Üslubu Retorik Bir Okuma

Dr. Öğr. Üyesi. Hassan Attaouil ……………… 381-412

Özet:

Bu makale, Fas’taki “Ultras” gruplarının şarkılarından biri olan, estetik yapısı ve marjinalleştirilmiş gençlerin duygularını uyandırması sebebiyle geniş bir üne kavuşan “Fî Bilâdî Zalemûnî” şarkısının protesto üslubunu incelemeyi hedeflemektedir. Şarkıdaki etkili mekanizmaları ortaya çıkarmak için, ona belağî (retorik) bir söylem olarak yaklaştık. Bu söylem, devletin genel olarak vatandaşlarla, özel olarak da gençlik grubuyla etkileşimindeki kusurlarını vurgulamak hedefiyle, dışlama, marjinalleşme ve ihmal gibi gençliğin sorunlarını tasvir etmek için sanatsal araçlardan ve ifade araçlarından yararlanmıştır. Makaledeki analiz planımız, iki temel soruyla formule edilebilecek iki retorik girdiye dayanmaktadır: Şarkıda sözlerin sıralanmasının protesto değeri nedir ? Şarkının üslubu nasıl protesto anlamına hizmet edebildi ?

Anahtar Kelimeler:

Söylem, Protesto, Retorik, Tartışma, Ultras.

Doha Tarihsel Sözlüğü ve Arapça ile Türkçe Arasındaki Kültürel ve Dilsel Yakınlaşmayı Ortaya Koymadaki Rolü

Dr. Öğr.Üyesi Ahmet Derviş MÜEZZİN& Muhamad Aldibo Alnajjar ……………  413 - 437

Özet:

Tarihsel sözlükler, özellikle de Doha Tarihsel Sözlüğü, dilin hafızası ve dil ile konuşanları arasında bir bağlantı olarak kabul edilir. Bugün ile geçmişi ilişkilendirip, elleri altında bulunan yazılı veya bir yere nakşedilmiş kaynaklara dayanarak,  zaman içerisinde dilin söz varlığı ve anlamlarında meydana gelen değişim ve gelişimi gösterir. Bu araştırmamızda, Arapça’nın dilsel ve kültürel olara Türkçe üzerindeki erkisini ortaya koymaya çalıştık. Aynı zamanda iki dil arasındaki yakınlaşmada bulduğumuz etkiyi ve bu yakınlaşmanın önemini, Doha Tarihsel Sözlüğü’nün verileri ışığında ortaya koyduk. Araştırmanın hedefleri, genel olarak tarihsel sözlüklerin özel olarak  Doha Tarihsel Sözlüğü’nün faydalarını göstermek, iki dil arasındaki bu yakınlaşmanın etkisini idrak etmek ve araştırmacıları bu sözlükten yararlanmaua yönlendirmektir. Araştırmada, Arapça’dan türeyen Türkçe sözcüklerin sayılmasına dayanan nicel yaklaşım ile bir dizi sözcüğü dilsel ve kültürel olarak analiz ettiğimiz analitik yöntemi kullandık. Ulaştığımız sonuçlardan en belirgini, Arapça’nın etkilenen ve etkileyen bir dil olduğu, Türkçe’yi de dilsel ve kültürel olarak etkilediği sonucudur. Anahtar Kelimeler:

Arapça , Türkçe , Kültürel, Dilbilimsel, Doha Tarihsel Sözlüğü

Söyleyeni Bilinmeyen Şiirlerle İstişhad Konusunda Nahivcilerin Kavilleri

Öğr. Gör. Oways Yasin WİSİ………………  439 - 492

Özet:

Araştırmacılar arasında “söyleyeni bilinmeyen şiirle istişhâd edilmez” sözü yaygınlaşmıştır. Bunun yanı sıra kimi metinler bu tür şiirlerle istişhâdı caiz görmekle kimileri de bunu reddetmekle bilinmiştir. Bu metinler, Suyûtî’nin el-İktirâh adlı eserinde bahsettiği İbnü’l-Enbârî, İbnü’n-Nehhâs ve İbn Hişâm’a ait eserlerdir. Bu araştırmada şiiri söyleyenin zikredilmeme sebebi ve bunun meydana getirdiği sorunlar nahvciler açısından incelenmiştir. Sonuçta İktirâh dışında 15 kaynaktan, farklı nahivcilerce bu konuda ortaya konan görüşlere ulaşıldı. Söz konusu görüşler incelendiğinde nahivcilerin bu konuda genellikle birbirlerini takip ettikleri, teoride bu tür şiirlerle istişhâdı caiz görmezken pratikte aksine hareket ettikleri görülmüştür. Bu görüşe sahip nahivcilerin, bu tür şiirlerle istişhâdı caiz görmemelerinin sebepleri ise söz konusu şiirlerin şâz olması, zaruret icabı kullanılması veya kendisine kıyas yapılamaması gibi illetlerin yanı sıra karşı görüş sahiplerine bir reddiye niteliği taşımasıdır. Bu araştırma sonucunda söyleyeni bilinmeyen şiirlerle istişhâd meselesinin, bu tür şiirleri rivayet eden ravilerin güvenilir olması şartıyla kayıt altına alınmış olduğu sonucuna da varılmıştır.

Anahtar Kelimeler:

 

Nahiv, İstişhâd, ihticâc, söyleyeni bilinmeyen şiir, nahiv usulü, nahivde şâhid olarak şiir.

 

Siyasette Yalan Söyleme, Hitabetin Sihri ve Yorumlamanın Şartları

Dr. Öğre. Üyesi. Jalila YACOUB ………….. 493 - 516

Özet:

Bu araştırma makalesi, politik söylem ve dilbilimin ideolojiyle ilişkisi ile ilgilidir. Ve bu ikisi, dilsel eylemleri ve metindeki yapının doğasındaki etkiyi ayırt etmedikçe bir araya gelmeyebilecek iki yöndür. Sözü, söz dizimini, argümanın ve kanıtın seçilmesini, metindeki konuşma sihrini ve yaratılış yeri içinde bir model oluşturma endişesini haklı çıkaran budur. İktidarı temsil eden egonun hayatta kalması için, ötekinin varlığının kaynaştığı yanılsaması gerçekleşene kadar, raporlama ve iletişimin neredeyse tüm işlevleri ortadan kaldırılır. Bu nedenle, kelime ve anlam gerçeklikte ve yönetimde yapılabileceklerle çeliştiğinde, siyasetteki söyleme ve kutuplaşmanın, hakikatin ve yalanın tuhaflığına odaklanılır. İçinde yalanın ortaya çıktığı şey, anlama ve yorumlama referansları açısından siyasi muhalifler dışında, söylemin modülerliğinin bir parçası olmak için normatif özelliğini kaybeder. Araştırma hedefleri; 1. “Yalan” kelimesinin sözlük anlamı, terim anlamı, anlambilim ve tedavüldeki etkileşimleri, 2. Alanda siyaset, tezahür, yayıncılık ve algılama arasındaki uyum maskesiyle çelişen şeyler, 3. düşüncenin ve yorumun gerçekliği ile çatışan ancak etkilemek için söylenenlere bir model belirleme.

Anahtar Kelimeler:

Kavram, Sözlük Ve Terminoloji, Yalan, Eşanlamlılık Ve Çelişki, Politika, Kapsam Ve Çelişkiler, Söylem Ve Anlamın Formülasyonu, Söyleme, Anlama Ve Yorumlama.

Arap Dili Belâgatında Abartı Gerçek mi yoksa iddia mı

Dr. Öğr. Üyesi Abdulhalim ABDULLAH …………………… 517 - 538

Özet:

Araştırmacı, Arap belâgatindeki meani ilmi kitaplarını okuduğunda, abartma olgusuna takılıp kalır. Çünkü nekre isimler abartmayı ifade eder. Bunu gibi ism-i mevsul, işaret isimlerindeki takdîm ve te’hîr, soru edatlarının kullanımı, belirteçler vb. de aynı manayı bildirir. Peki, tüm bu dilsel fenomenler gerçekten abartmaya yarar mı? Belâgat âlimlerinin aktardıkları dilsel örneklerdil olgusunda abartıyı sağladı mı? Yoksa bu durum dilsel bağlamdan kaynaklanan bir abartı mıydı? Eğer bu durum dilsel bağlamdan kaynaklanıyorsa, belâgat âlimleri bu fenomenleri gözlemlemekte haklı mıydılar? Yoksa hakikati bir kenara bırakıp, dilsel fenomenlerin anlamına bağlamın anlamını mı eklediler? Bu araştırma, bu anlama ışık tutmakta ve diğer anlamları göz önünde bulundurarak Arap Belâgatinde yeni bir teori ortaya koyacak şekilde çemberi genişletmektedir.

Anahtar Kelimeler:

Arap Belâgati, Meâni ilmi, Abartı, Bağlam, Dilbilimsel Fenomenlerin Anlamları. 

Abdullah el-Ğazâmî'nin Kültürel Eleştiriyi Alışı - Metot ve Metin Arasında

Arş. Gör. Salaheddine ACHARKI …………………………….. 539-568

Özet:

Bu makale, Abdullah Al Ghadami'nin kültürel eleştiriyi nasıl algıladığını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu yöntem, metod açısından üç ana eksene ayırdığımız bazı soru ve sorunları gündeme getirmektedir. Birincisi, Al-Ghadami'nin kültürel eleştiriyi nasıl algıladığını bilmemizi sağlayan temellerden biri olan edebi eleştirinin ölümü meselesidir. İkincisi, kültürel eleştiriyi kurma ve anlamada eleştirmenin benimsediği referanslardır. Mesela: Marksizm, psikanaliz gibi bir grup Batılı referansa güvenmemesi, Anglo-Sakson kültürünün (özellikle Amerikan) sağladığı şeylerden memnun olması ve bir grup başka referansları dışlamasına neden olan şey budur. Üçüncü eksene gelince, eleştirmenin kavramları nasıl algıladığını, özellikle de bazı retorik kavramların estetik işlevini kültürel işleve aktarma girişimini analiz etmeye çalıştık. Metinle ilgili olarak, Adonis'in şiirlerinin Al-Ghadami tarafından gerçekleştirilen kültürel analizini inceledik. Bu inceleme, iki temel soru üzerinden yapılmıştır: Eleştirmen şiirleri kültürel mi yoksa ideolojik olarak mı analiz etti? Gerçekleştirdiği kültürel yorum Adonis'in metinlerinin kalitesine uygun mudur?

Anahtar Kelimeler:

Kültürel eleştiri, Alımlama, Kaynaklar, Kültürel Yorum, Abdullah el-Ğazzâmî

Antik Edebi Eleştiri ve Sentez Sorunu Kur'an Söyleminin Direktifleri Eski Arap Eleştirisinde Disiplin Özelliklerinin İncelenmesi

Dr. Öğr. Üyesi Draoui Abdelfdil…………………………569-603

Özet:

Bu araştırma, kadim Arap tenkidinin, İslam davetinin başlangıcından bu yana ilk basit aşamalarını ve tezahürlerini, vahyin verilerine, İslami davet ruhuna, Kur'ân-ı Kerîm ve Hz. Peygamber’in sünnetinin direktiflerine uygun bir disiplin içinde ilerlediği algısını savunmayı amaçlamaktadır. Yaratıcı değerlendirme ve söylem türlerine bakıldığında, toplumdaki elçilik işlevi ve vahyin beraberinde getirdiği yüksek ahlaki değerlere ne ölçüde riayet edildiği görülmektedir. Bu genel eğilim genişleyerek estetik unsurlardan, sözlerden, standartlardan ve yargılardan ayrılmıştır. Şairler, yazarlar ve hatipler genel olarak yaratıcıların değerlendirilmesinde başvurulan kanunları geliştirerek meşhur olmuşlardır. Daha sonra İslami çağrının ruhunun ve misyoner insan görüşünün ilkelerinin ve toplumdaki hareketinin tezahür ettiği vizyonlara dayanarak dilsel, şiirsel ve retorik eleştirinin öncüleri ile sözlü veya yazılı olarak eleştirinin öncüleri oldular. Bilakis, rasyonelleştirici sentetik ruh, bazı eleştirmenlerin belirli türleri ve söylemleri desteklemesini sağlayacaktır. Çünkü onlar Kur'an metni, felsefesi ve vahiyle aynı fikirdedirler veya ona hizmet etmektedirler. Öte yandan, diğer ifade kalıpları, yaratıcılık felsefesini ve Kuran metninin ahlakının disiplinli söyleyiş sistemini ihlal ettikleri için çerçeveleme ve kuşatmaya tabi tutulmaktadırlar.

  Anahtar Kelimeler:

Eski Eleştiri, Sentez, Rasyonalizasyon, Ulusun Güçlendirilmesi, Kimliğin Korunması, Çağrı Ruhunun Disiplini, Hikâye Anlatıcılığı, Menfaat